Bulut Bilişimin
çok fazla önem kazandığı günümüzde her geçen gün verisini ve servislerini
buluta taşıyan firma sayısı artıyor. Yurt dışında oldukça popüler olan verinin
bulutta durma fikri ülkemizde de yoğun olarak ilgi görmeye başladı ve pek çok
firma yatırımlarını buluta kaydırmaya başladı. Fikir ilk başta biraz garip ve
farklı geliyor. Nasıl farklı gelmez ki; Sunucu size ait değil, ortam size ait
değil hatta verinizin nerede durduğunu bile biliyorsunuz. Biraz düşünüp olayın
içine girmeye başlayınca aslında bulut bilişim ile ilgili oluşan bu soru
işaretlerinin her birinin size avantaj olarak geri döndüğünü görüyorsunuz.
Sunucu size ait
değil, evet ait değil bu sebeple sunucunun tamamının parasını ödemiyorsunuz ya
da gelecekte kullanmayı planladığınız devasa alanın parasını ilk günden
ödemiyorsunuz. Sistemlerin 365 gün 24 saat her zaman ayakta olması sizin
probleminiz değil, siz sadece hizmet alıyorsunuz hizmet aldığınız firma
istediğiniz alanı ve istediğiniz performansı size sunmak zorunda, nasıl mı
sunuyor? Bu da sizin probleminiz değil siz sadece talep ediyorsunuz firma bunu
en iyi şekilde gerçekleştirmeye çalışıyor. Sistem odası ısındı, klimalar çok
ses yapıyor, güç kaynağı patladı, sistem odasını su bastı gibi sorunların hiç
biri sizi ilgilendirmiyor, veriniz buluttaysa bunlar artık sizin probleminiz
değil. Sistem yönetimi ile ilgili sorunlarınızı çözmek için çalışan sayınızı
artırmanıza gerek kalmıyor, hatta sistem odası kurmak ve sistem odasının bakımı
ile uğraşmak zorunda kalmıyorsunuz. Gördüğünüz gibi bulut bilişime geçme fikri
firmanızı bir anda maddi açıdan oldukça avantajlı duruma geçirmeye başladı,
buradan ettiğiniz karın bir bölümü ile de bulut çözümü kiraladığınızı
varsayarsak aslında bulut bilişim ucuzun ötesinde neredeyse bedava bir hale
gelebiliyor.
Dünyanın bulutu
tercih etmeye başlaması ile birlikte büyük firmalar bulutta servis sağlama
yarışına girdiler. Microsoft, Office 365 ile bu yarışta yine en önde olan
firmalardan bir tanesi. Office 365 üzerinden kiralayacağınız lisanslar ile bir
saat içerisinde firmanızın Active Directory’sini, Exchange Server’ını, Lync’ini
ve SharePoint’ini oluşturmuş oluyorsunuz, hatta bunlara ek olarak kurumunuzun
web sitesi de size hazır olarak sunuluyor. Nasıl? Yeterince hızlı bir çözüm
değil mi? Sunucu, network, hat, personel maliyetlerini bir kenara bırakıyorum
sadece Active Directory konfigürasyonunu bile bu kadar hızlı sürede
gerçekleştiriyor olmanız mümkün değil. Office 365 üzerinde ihtiyacınıza göre
hizmet satın alıp istediğiniz özellikleri kullanabiliyorsunuz. Her şeyi satın
alabileceğiniz gibi sadece size gerçekten lazım olan ürünleri, kullanacak
kullanıcı sayısı kadar aylık olarak satın alıyorsunuz. Gelecekte şirket ne
kadar büyür? Ne kadarlık data alanına ihtiyacım olur? Yedeklerimi nereye
alacağım? Gibi soruları düşünmek zorunda değilsiniz, bırakın Microsoft bunları
sizin için düşünsün ve %99 uptime garantisi ile datanızı sizin için 5-10 futbol
sahası büyüklüğündeki veri merkezlerinde saklayıp size hızlı ve kaliteli
hizmeti versin.
Office 365’in lokomotiflerinden
bir tanesi de SharePoint. Yıllardır değişik platformlarda SharePoint’in ne
olduğunu, nerelerde kullanılabileceğini ve kuruma ne şekilde faydalar
sağlayabileceğini anlatıyoruz. Belli bir boyutunu üzerideki firmalar hemen
kendi sunucularında bir yer açıp SharePoint’in nimetlerinden faydalanmaya
başlayabiliyorlar ama pek çok firmadan Lisans ve Sunucu maliyetleri ile ilgili
sorular alıyoruz. Maalesef yeterli kaynak olmaması veya maddi anlamda bütçe
ayrılamaması nedeni ile gerçekleştirilemeyen proje fikirleri ile
karşılaştığımız oluyor. Aslında bu cümlenin zamanını geçmiş zamana kaydırıp
“oluyordu” diyebiliriz. SharePoint
Online ile birlikte SharePoint kullanmak isteyen her firmanın bu amacına
kolaylıkla ulaşabileceğine inanıyorum. Özellikle Amerika’daki firmalar bu
nimetten uzun zamandır faydalanıyorlar. Bu senenin başlarından itibaren de
Türkiye’de demo hesabı açabiliyoruz. Eğer hala bir demo hesabınız yoksa http://www.microsoft.com/tr-tr/office365/online-software.aspx adresinden bir kullanıcı oluşturup Office
365 dünyasında girebilirsiniz. Güzel haber: Yakında satın almaya da başlıyor
olacağız. Gerekli alt yapı çalışmalarının tamamının bittiğini biliyorum artık
Türkiye’deki 5 çalışanı olan bir firmanında SharePoint’i olabilecek. Peki
SharePoint Online yani Office 365 üzerindeki SharePoint neler içeriyor? Gelin
biraz daha detaylı olarak SharePoint Online’a göz atalım.
SharePoint Online tek başına iki derdinize çözüm
oluyor. Bunlardan ilki Intranet. Kurumunuzun Intranet’ini kolay ve hızlı bir
şekilde oluşturacağınız bir ya da bir kaç Site Koleksiyonu üzerine
kurgulayabilirsiniz. Dokümanlarınızı hemen SharePoint Online üzerinde saklamaya
başlayabilir ve birlikte çalışma platformuzu oluşturabilirsiniz. SharePoint
Online’nın çözüm sunduğu bir diğer konu ise kurumunuzun web sitesi. Kurumunuzun
web sitesini dakikalar içerisinde oluşturup, size sağlanan şablonlar ve araçlar
ile isteğine göre kişiselleştirebilirsiniz.
Temelde bu iki çözümü sağlayan SharePoint Online’ın ana yönetim ekranı
aşağıdaki şekilde görüldüğü gibidir. Alışık olduğumuz Central Administration
Site’ın oldukça basit hali olan bu ekrandan SharePoint Online’ın içerdiği
servisleri de görebiliyorsunuz.
Yukarıdaki
resimden de görüleceği üzere; SharePoint Online üzeride Site Koleksiyonu
düzeyindeki standart işlemleri, InfoPath formları yayınlama ve kullanma,
Kullanıcı Profil bilgilerinin yönetimi, kurumunuza özel terim setleri oluşturma
ve yönetme işlemlerini, dış veri kaynaklardan veri alıp dış veri kaynaklarına
veri gönderme işlemlerini gerçekleştirebilirsiniz. Bu sevislerin nasıl
kullanıldığı ve her birinin ne amaçla kullanıldığı detayına bu yazımızda
deyinmeyeceğiz. Bu servisler ilgili yeterli kaynakları MSDN ve sharepoint.microsoft.com
üzerinden elde edebilirsiniz. Servislere göz attığınızda aslında bir şirket
için gerekli olan minimum özelliklerin SharePoint Online üzerinde yer aldığını
göreceksiniz. Burada site koleksiyonu yönetimi kendi sunucunuza kurduğunuz
SharePoint’ten biraz daha farklıdır.
SharePoint Online Site
Koleksiyonu Yönetimi
SharePoint
Online’nın sağladığı avantajları temelde Intranet ve Internet olarak ikiye
bölmüştük.
Sizlerinde tahmin ettiği gibi burada en az iki site koleksiyonundan bahsetmek durumundayız.
Sizlerinde tahmin ettiği gibi burada en az iki site koleksiyonundan bahsetmek durumundayız.
Yukarıdaki
resimde SharePoint Online’ın Site Koleksiyonu yönetim ekranını görüyorsunuz.
Burada dikkat ederseniz Site Koleksiyonları iki ayrı gruba bölünmütür. 1 tane
oluşturabileceğiniz Web Site ve 1’den fazla oluşturabileceğiniz Internal yani
New tuşunda da göründüğü gibi Private Site Koleksiyonları farklı gruptadır.
İstediğiniz amaca yönelik Site Koleksiyonunu oluşturup bildiğiniz şekilde
SharePoint’inizi yönetmeye başlayabilirsiniz. Kurumunuzun Web Sitesini
yapılandırmak istiyorsanız website başığı altındaki site kolakesiyonuna,
Inranet’inzi yapılandırmak istiyorsanız da Site Collections altındaki başlıkara
tıklamanız yeterli olacaktır.
SharePoint Online ve Development
İçinde
development olmayan bir SharePoint projesi genellikle çok nadir görünür.
SharePoint size oldukça iyi bir development alt yapısı sağlar ve siz bu alt
yapıyı kullanıp Visual Studio ile hızlı bir şekilde kod yazarsınız. Eğer sunucu
elinizin altındaysa ve herhangi bir kısıtınız yoksa genellikle Farm Deployment
yöntemini tercih edersiniz. Yani geliştirmiş olduğunuz çözüm tüm Farm’a deploy
edilebilir ve tüm Site koleksiyonları bu çözümden etkilenir. Eğer Farm
Deployment yöntemi ile kod geliştime olanağı varsa herhangi bir SharePoint
Developer’ı muhakkak bu yöntemi tercih eder çünkü hem kod yazması kolaydır, hem
de çok fazla kısıt yoktur. SharePoint Online’da ise maalesef size sunucu
yönetimi verilmez, hatta siz WebApplication yöneticisi bile olamazsınız.
SharePoint Online’da sizin elde edebileceğiniz en üst seviye yetki Site Koleksiyonu
Yöneticisi’dir. Bu sebeple kod yazma gereksiniminiz olduğunda Farm Deployment
yöntemini tercih edemezsiniz. Sizin yazdığınız kodlar sadece sizin Site
Koleksiyonunuzu etkileyebilecek ve onun kaynak havuzu içerisinde çalışabiliyor
olacaktır. SharePoint 2010 ile birlikte böyle bir kod geliştirme yöntemi de
developer’lara sunuldu. Bu yöntemin adı Sandboxed Solutions’tır. Bu yöntem ile
tabir caizse sadece kendi çöplüğünüzde ötüyorsunuz ve sizin yazdığınız kodda
oluşacak bir problemden diğerleri etkienmiyor. Tabi yazmış olduğunuz kodu
sadece Site Koleksiyon düzeyinde yayınlayabildiğiniz için diğer yönteme göre
çok fazla kısıt olduğunu da vurgulamakta fayda var. Sonuç olarak SharePoint
Online üzerinde development yapmak zor ama imkansız değil.
Büyük ihtimalle kafanızı
kurcalayan bir soru daha var SharePoint Designer? SharePoint Designer ile
SharePoint Online’a bağlanıp pek çok işlemi gerçekleştirebiliyorsunuz. Biz
denemelerimizde Public WebSite’ın MasterPage’ini değiştirip tamamen farklı bir
görünüm elde etmeyi bile başardık J
Görüleceği üzere
SharePoint Online ile kendi sunucunuza kurduğunuz bir SharePoint’le
gerçekleştireceğiniz temel işlemlerin çoğunu gerçekleştirebiliyorsunuz. Bulut’a
geçmeyi ya da dokümanlarnızı buluta taşımayı planlıyorsanız Office 365 ve SharePoint
Online’ı incelemenizde fayfa olacağını düşünüyorum. Demo hesabı açmak için www.Office365.com 'a girebilir ya da herhangi bir Microsoft Cloud Partner’ı ile
iletişime geçebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder