Bu gün mezun olduğum lise olan Denizli Anadolu Lisesi'ni ziyaret ettik. Şehir dışındaki arkadaşlarımızın da Denizli'de olması sebebi ile altı kişi (pek kalabalık sayılmaz ama neyse) lisemize gittik. Lisemiz diyorum çünkü mezun olsak bile orası hala bizim lisemiz. Okula gittiğimizde kadronun oldukça değiştiğini gördük. Açıkçası bıraktığımız gibi durmuyordu pek çok kişi gidip pek çok kişi gelmişti gelenlerin bizi tanımasına tabii ki imkan yoktu ama kalanların da bizi unutmamış olması öğretmenlik mesleğinin kutsallığını bir kez daha bize açıklıyor gibiydi.
Okulda pek çok duygusal an yaşadık. Okulun her santimetrekaresi bizim için bir anıydı ve sanki daha dün oradaydık. Her şeyi ama her şeyi son derece net bir şekilde hatırlayabiliyorduk. Okul da tıpkı kadro gibi oldukça değişmişti, bu değişikliğin okula çok yaradığı gün gibi ortadaydı. Özellikle laboratuarlara dikkat çekmek istiyorum. Son derece modern ve son derece teknolojik ürünlerle donatılan laboratuarların bizim zamanımızla uzaktan yakından alakası yoktu. Okulun çevresi de oldukça güzel olmuş her yer çimlendirilmiş ve oturma alanları arttırılmıştı, okulda değişen bir şey daha vardı FEN-E sınıfının yeri. FEN-E sınıfını eski yerinin tam karşısına almışlardı, bu değişikliği kabullenmek bizim için oldukça zor oldu doğrusu. Biz de kabullenmeyerek FEN-E'nin adını olması gereken yere astık ve yanda gördüğünüz fotoğrafla da bu anı ölümsüzleştirdik (FEN-E levhasını daha sonra eski yerine astık.).
Okuldan ayrılırken bir şey daha dikkatimizi çekti. Bir grup öğrenci tıpkı biz gibi bilgisayar speaker'larını getirmişler müzik eşliğinde ders çalışıyorlardı ancak öğrenciler de günümüz teknolojisine uyum sağlamışlar walkman yerine mp3 player getirmişlerdi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder